KADİFE TENLİ 20`LİK SARIŞINIM!!! Herkese merhaba. 36 yaşında, İstanbul’da yalnız yaşayan, bekar bir mühendisim. Daha önce başımdan geçen bir olayı anlatmıştım. Bu da bir diğeri. Bir gün iş çıkışı, “güzel bir şeylere rastlarsam alırım” düşüncesiyle, yaşadığım semte yakın olan kıyafet satan mağazaları dolaşmaya başladım. Giyim tarzınız, girdiğiniz mağazada size karşı davranışlarda ve verilen hizmette gerçekten belirleyici oluyor. Ben zaten hem işte hem de özel yaşamda iyi giyinirim. İşte bu da insanların size yaklaşımını kesinlikle etkiliyor. Her mağazada çok hoş karşılıyorlar. Neyse fazla uzatmayayım. Ara sıra uğradığım ve alışveriş yaptığım bir mağazaya girdim. Genelde genç ve hoş kızların çalıştığı bir yerdir orası. Girer girmez onu seçti gözlerim çalışanların arasında. Harika bir vücudu olan, nefis bir makyaj yapmış, çok güzel bir kızdı. Tabii sadece benim değil, başka bir çok erkeğin de dikkatini çekiyordu. Algıda seçicilik durumu işte:) İçeride çiftler de vardı. Yanında kız arkadaşı veya karısı olan erkekler bile çaktırmadan o kıza bakmaya çalışıyordu. Hatta 20’li yaşların ortalarında bir genç, bakarken kız arkadaşına yakalanıp fena halde fırça bile yedi; kulak misafiri oldum fırçaya:) Herkesi büyüleyen bu kız sarışındı. Neredeyse beline kadar uzanan kıvır kıvır sarı saçları vardı. Kuaförde yapılmış bir sarışındı ama gene de çok iyiydi. 165 cm ve en fazla 50 kilo civarında diye tahmin ettim. Sonradan, çok yakın tahminler yaptığımı da öğrendim zaten:) Ben mağazada dolaşmaya başladım, ama gözüm hep onda… Bir şeylere bakıyorum ama aslında hiçbir şeye bakmıyorum. Bir yandan da “acaba ne yapıp etsem de, benim yanımda dolaşan diğer hatunu ekarte edip sarışına yaklaşsam?” diye düşünüyorum. Çünkü o sırada o da başka müşterilerle ilgileniyor. Ben bu arada, benim yanımda dolaşan kıza “herhangi bir şey almayacağım, sadece neler var neler yok diye baktığımı” söyleyip teşekkür ettim, yalnız kaldım. Sonra sarışının olduğu yere doğru ilerleyip ona yaklaştım. Tam ilgilendiği müşteriler gidince göz göze geldik. Ona raflardan bir şeyi gösterip, “bir şey soracakmış gibi” yardım istediğimi belli ettim. Hemen yanıma geldi. Tabii gelince parfümünün kokusunu da yanında getirdi; benim aklım da iyice başımdan gitti:) O anda kendimi tutamayıp ona doğru daha da yaklaşıp, başkasının göremeyeceği şekilde ama ona göstere göstere parfümünü koklayıp derin bir nefes çektim. Çok şaşırdı; hemen “gören oldu mu acaba?” diye sağa sola baktı. Ben de özür dileyip, “merak etmeyin, kimse görmedi” diyerek parfümünün çok güzel olduğunu söyledim. İkimiz de güldük. Bu gülüşme hemen gerginliği alıp buzları eritti. Sonra başladık mağazada dolaşmaya. Bana bir şeyler gösteriyor, anlatıyor, ben de her şeye “hmmm, tamam, peki” gibi cevaplar veriyordum ama bir yandan da ayak üstü ondan bir sürü şeyler öğrenmeye çalışıyordum hayatı hakkında. Tabii bu arada, o da ayak üstü bana bir sürü şey satıyordu:) Ne kadar harcadığımı kasada, neler aldığımı da eve gidince öğrenebildim:) Ama onunla konuşurken her şeye rağmen, erkek arkadaşından yeni ayrıldığını, ailesinin başka şehirde olduğunu ve üç kız olarak kiralık bir evi paylaştıklarını bile öğrenmiştim. Bu arada hep “siz”li “biz”li konuştuk. Gene de kısa sürede çok hızlı bir yakınlaşma oldu. Ben kasaya giderken teşekkür edip tokalaştım. Tokalaşırken de, avcuna bir kartımı gene kimseye hissettirmeden koyup, “arayın beni müsait olunca, sizinle dışarıda da görüşmeyi çok isterim” dedim. Sadece gülümsedi, cevap vermedi. Ben ödemeyi yapıp, çıkıp eve gittim. Bu arada yolda, ertesi gün, aldıklarımdan birini değiştirme bahanesiyle tekrar geri gitmeyi planlıyorum tabii:) Onu tekrar görüp beni aramasını tekrar istiycem. Eve gelip farkında bile olmadan neler aldığıma bakarken cep telefonum çaldı. Daha ceketimi bile çıkarmamıştım. Tanımadığım bir numara arıyordu. Telefonu açtım. Arayan ses “merhaba, nasılsınız?” dedi. Sesten, arayanın benim sarışınım olduğunu bir an için tahmin ettim ama bu kadar kısa sürede aramak bir yana, “beni araması için belki de defalarca oraya gidip ısrar etmem gerekir” diye düşündüğüm için, “o olamaz” dedim kendi kendime. Benim telefonu açtıktan sonraki şaşkınlığımı ve duraksamamı anlamış olacak ki, adını söyledi. Acayip sevindim tabii. Bana “işten erken çıktığını, benden bir sürü para kazandığını ve eğer hala dışarıdaysam bana bir kahve ısmarlamak istediğini” söyledi. Ben evde olduğumu söyledim. Bunun üzerine o, “tamam o zaman, başk azaman içeriz” dedi. Benim hemen aklıma hala yemek yemediğim geldi. Ona, “ben eve geldim, çantaları bıraktım ama şimdi tekrar çıkıp yemek yiyicem, siz de yemek yememişsinizdir, yemeği ben ısmarlayayım, kahveleri de siz, hemen çıkıyorum” deyip cevap bile vermesine fırsat bırakmadan çıktım evden. Buluştuk. Çok şık bir yere götürdüm onu. Girmeden önce itiraz etti, “herhangi bir yerde bir şeyler de atıştırabiliriz” dedi. Bu alçakgönüllü tavrı daha da hoşuma gitti; sanki sevgiliymişiz gibi elinden tutup içeri girdim. İyi bir yemek yedik, iyi bir şişe de şarap bitirdik. Çıkışta bu defa o benim elimi tuttu. “Şimdi sıra bende, kahveleri nerde içelim?” dedi. Ben “çok iyi bir Türk kahvesi içsek ne iyi olurdu” dedim ve ona Türk kahvesi yapmayı bilip bilmediğini sordum. “Tabii ki biliyorum!” dedi. Ben de “hadi o zaman, işte sana fırsat, göster bakalım hünerini, bana gidiyoruz” dedim. İtiraz etmedi, sadece “peki” dedi ve eve geldik. Bu arada onun 20 yaşında olduğunu da öğrenmiştim. Ben de o zaman 35’tim. Kendime “Oha!” dedim ama geri dönüş yoktu artık. Neyse, biz kahveleri içtikten sonra işte çok yorulup yorulmadığını sordum. Ayaklarının ve bacaklarının yorulduğunu söyledi. Ayaklarını dizlerimin üstüne çekip masaj yapmaya başladım. Çok hoşuna gitti. Daha sonra omuzlarına ve sırtına masaj yaparken üstünü çıkarmasını istedim. Ne olduysa o anda oldu. Çünkü resmen kadife gibi pürüzsüz bir teni vardı. Onu kendime çevirdim ve deli gibi öpüşmeye başladık. Bir yandan öpüşüyor, bir yandan yatağa doğru gitmeye, bir yandan da birbirimizi soymaya çalışıyorduk. Üçünü bir anda yapmak çok zordu ama bir o kadar da heyecan vericiydi:) Bir anda durup “hadi duşa gidelim!” dedi. Çıplak kalmıştık zaten, hemen duşa girdik. Önce duş jeliyle birbirimizi iyice yıkadık. Hem yıkayıp hem birbirimizi öpüp okşuyorduk. Daha sonra eğilip bana oral seks yapmaya başladı. O neydi öyle? Bu yaşta nasıl böyle güzel oral seks yapmayı öğrenmiş olabilirdi; şaşırdım. Çünkü hatunların bir çoğu “acayip oral seks yapıyorum” diye ortalıkta dolaşır ama, dişlerini kullanmadan sadece dili ve dudaklarıyla oral seks yapabilen de çok azdır. Beni resmen dili ve dudaklarıyla uçurdu. Ara sıra boğazına kadar alıyor, sonra şeker yalıyormuş gibi yavaş yavaş çıkıyor ve bunu seyretmek de benim neredeyse dünyayla bağlantımı kesiyordu. Bunu seyretmenin ne olduğunu biz erkekler çok iyi biliriz:) Ben boşalmadan önce eliyle devam edip, eğer iğrenirse beni eliyle boşaltabileceğini söyledim. “Sen karışma!” deyip beni azarladı. Tabii ben de patladım bir süre sonra. Bir damlasını bile yere damlatmadı; hepsini yuttu. Resmen boğazındaki yutkunma seslerini duydum. Sonra ben onu yatağa götürdüm. Bir kavanoz yeni “Nutella” vardı:) Bu arada, Beylerrr!!! Siz siz olun “Nutella”yı acil durumları düşünerek asla buzdolabina koymayın. Buzdolabına koyarsanız çıkarınca ekmeğe sürmek zor oluyor:))) Neyse, kavanozu kapıp geri döndüm ben. Bunu görünce öyle heyecanlandı ki, resmen gözleri büyüdü. Tam da duştan çıkmışız, baştan aşağı hijyen kokuyoruz:) hatunun vücudunda “Nutella” sürüp, oradan onu yalayıp yemedğim yer kalmadı. Şimdi bana “Oha, hayvan!” diyeceksiniz ama kulak arkalarına ve ayak parmak aralarına bile sürüp yedim. Bu arada o da heyecandan iki kere zirve tırmanışı yapıp geldi:) Sonra aldı kavanozu eline, gene yeteneklerini segilemeye başladı:) “Nutella”yı üretenler ürünlerinin besleyici, lezzetli vs. ıvır zıvır özelliklerinin yanında, böylesine yüce bir amaca da hizmet ettiğini acaba biliyorlar mı:))) Acaba bu konuda bir TV reklamı yapılamaz mı? Yapılsa bile RTÜK yayınlayan kanalı en az bir hafta kapatır herhalde:))) Ben bu arada çoktan kazık gibi sertleşmiştim ve tekrar inisiyatifi ele aldım. Yeni regl olduğunu ve içine boşalabileceğimi söyledi. Aynı anda boşaldık. Bunu bilenler bilir. Aynı anda orgazm olabilmek resmen insanı zevkten uçurur, neredeyse ölüme doğru bir tur attırıp geri getirir. Aynı anda orgazm olabilmenin bilinen bir formülü var mıdır, “ten uyumu” dedikleri şey midir, nedir, bilinmez. Ama yakalanabilirse, (bilenler çok iyi bilir) galiba hem erkek hem de kadın için alınabilecek en üst düzeydeki zektir sanırım. Ben de bir süredir bir hatunla aynı anda orgazm yaşayamamıştım; ilaç gibi geldi:) Tabii bu arada skor da sarışınımın lehine 3-2 olmuştu. Madem ki bir dostluk maçıydı, berabere bitmesi gerekirdi:) O gece bende kaldı, uyumadan önce ben skoru 3-3’e getirdim. Ama bu arada, o bana çaktırmadan bir gol daha attı mı atmadı mı emin değilim:) Ben o gece çok romantik bir şekilde sarışınıma sarılarak uyudum. sabah ikimiz de işe gittik. Sarışınımla maçlarımızı bir süre daha tekrarladık. Sonra o ailevi nedenlerle İstanbul’dan ayrıldı. Bir süre sonra da evlendi, bağlantımız kesildi. Şu anda mı durumum ne? Şu anda hala açılmayı bekleyen bir kavanoz “Nutella”m var. Üstelik de buzdolabında değil:)))
Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 003 185 800 225