Konsolosluk Dönüşü

İsmim Hakan 27 yaşındayım İstanbulluyum.Hemen hikayeme geçmek istiyorum .Geçen temmuz ayı usa konsolosluğundan vize müracaatım olumsuz karşılanmış yıkılmış per perişan bir halde Kadıköy giden vapuruna binmek için karaköy iskelesine gelmiştim.Bekleme salonunda oturken gözlerim 35-40 yaşlarında kızıl saçlı hafif dolgun bayanın beni süzdüğünü fark ettim aklıma o an için galiba moralimin fazla bozuk olduğundan etrafa da hissettiriyorum hissi uyanmıştı.Vapur da gelmişti bu arada sigara kullandığımdan ve hava sıcaklığından üst kata çıkıp rüzgara nazır bir yere oturmuştum.Birkaç dakika içinde yakından yürekleri hoplatacak kadar güzel olan bayan karşıma oturmuştu.Yüz yüze geldik o an birden çok sıcak deyip sohbetin ilk adımı atmıştı.Çantasından çıkardığı şaşal sudan bir kaç yudum aldıktan sonra laflamaya başlamıştık artık. Vizeyi alamamanın verdiği acı üzüntü yüzüme yansıyordu ki bana canını sıkan bir şey mi oldu dedi.Bir taraftan sigara içiyor bir taraftan olayları anlatmaya başladım. Sohbet iyice koyulaşmış vapurun Kadıköy geldiğini rıhtımdaki koşuşturmadan anlamıştık. Kadıköyünde ne yapacağımı sordu moralim bozuk biraz gezecem dedim.Kendisinde hediyelik eşya alacağını yardımcı olmamı istedi ve birlikte gezinmeye başladık.Bir süre sonra havanında verdiği rehavetle kendimizi restauranta attık biralarımızı yudumlarken gözlerimin içine dikkatlice bakıyordu Kur yapmaya ve sonuç vermeye başlamıştı adının Pelin olduğunu 3 senedir 10 yaşındaki kızıyla yalnız yaşadığını söylüyordu.vakit çabuk geçmiş eve gitmesi gerektiğini ve benden telefonumu istedi. Ve ayrıldık ertesi akşam ümitlerimi tüketmiş bir haldeyken telefonum çaldı biraz telde lafladıktan sonra evine gelip gelemeyeceğimi sordu.neden olmasın deyip cesaretimi toplayarak tarif ettiği tekel bayiinin önüne geldim yaz olduğundan epey hareket vardı ortalıkta ve nihayet Pelini gördüm evi gösterdi ve daire numarasını söyledi ve ayrıldı.5 dakika sonra zilini çaldım Karşımda kırmızı tülden bir gecelikle kapıyı açtı.içeri girer girmez dudaklarıma öyle yapıştı ki sanki içimden hayat sıvımı çekiyordu hemen yerimi alıp duvara yaslamıştım ve boynuna öpücük kıvamında buseler kondururken pelinde kemerimi çözüyordu gecelik tamamen yere düşmüştü omuzlarından emerek göğüslerine gelmiştim bu arada tişörtümü çıkarmış tenim tenine değmesini sağlamıştım.artık sabaha dek hayalini kurduğum kadın kollarımdaydı yavaşaca aşağıya inip ıslanmış külotun üstünden amını dilimle yoklamaya başladıkça kesik kesik seslerle inleyip beni iyice hırslandırmıştı Jeansımdan kurtulup yere uzandım pelin bir taraftan sikimi vakumluyor bende elimi külotunun içinden sokarak aşk üçgeninde gezintilere çıkıyordum külotunu artık çıkarmıştım ve sırt üstü yatırıp göğüslerini minik minik ısırıyor parmaklarımla da amında ufak ufak girişler yaptıkça kısa çığlıklar atıp boynumu ısırıyordu.kendimizi kaptırmış kapının önünde sevişiyorduk pelin elimden tutup odaya yönelmişti kanepeye sırtını dayadı bende diz üstüne çöküp kollarımı açıp bacaklarını kucaklayarak dilimi aşk vadisinde yılan kıvraraklığıyla kullanıp iyice havaya sokuyordum ve sikimi amının üstünde gezdirdikçe şaçlarımı çekmeye çalışıyor hadi hadi diyip tırnaklarını vücuduma geçirmişken sikimi yavaşça kafasını sokmuştum pelin gözlerini kapamış bacaklarını belime dolamaya çalışıyordu ufak hareketler şiddetli gidiş gelişlere bırakmıştı yerini terimin tenimden su gibi süzülüyordu artık bir müddet sonra pelini derinliklerine kendimi tutamayıp boşalmıştım.Nefes nefese kalmış ikimizde birbirimizin gözlerin içine bakıp teşekkür eder gibiydik.Sabaha kadar sevişmemiz değişik pozisyonlarda sürdü.çocuğunu birlikte olacağımız zamanlar çocuğunu babasına bırakıyordu taki İzmire taşınana kadar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.